ABD, Suriye ile olası bir normalleşme sürecinin ön koşullarını net bir şekilde ortaya koydu. Washington, yaptırımların hafifletilmesi için Şam yönetiminden bir dizi somut adım bekliyor. Bu talepler arasında ABD vatandaşlarının akıbeti, kimyasal silahların imhası, IŞİD'le mücadele ve İran-Hizbullah etkisinin sınırlandırılması gibi kritik konular yer alıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Tim Lenderking, bu konularda "kanıtlanabilir adımlar" atılması halinde esneklik sağlanabileceğini belirtti.
ABD'nin Suriye'den Beklentileri Neler?
Tim Lenderking, ABD-Arap İlişkileri Ulusal Konseyi'nde yaptığı açıklamada, ABD'nin Suriye'den beklentilerini detaylı bir şekilde sıraladı. İşte o beklentiler:
- Suriye'deki hapishanelerde tutulan veya kaybolan ABD vatandaşları hakkında güvenilir bilgi sağlanması. Özellikle gazeteci Austin Tice'ın durumu ABD için büyük önem taşıyor.
- İran ve Hizbullah'ın Suriye topraklarında yeniden güçlenmesinin engellenmesi. ABD, bu konuda Şam yönetiminden garantiler bekliyor.
- Şam yönetiminin IŞİD ve diğer terör örgütleriyle mücadele çabalarını sürdürmesi. Bu kapsamda, Suriye topraklarının birliğinin sağlanması da önem taşıyor.
- Tüm kimyasal silahların imha edilmesi ve komşu devletlere karşı saldırmazlık ilkelerinin benimsenmesi.
- Savaş döneminde işlenen suçların hesabının sorulması. Özellikle Mart ayında Lazkiye'de yaşanan olaylar ABD'nin gündeminde.
- Yabancı savaşçıların Suriye merkezi hükümeti ve güvenlik pozisyonlarından uzaklaştırılması.
"Suriye'ye İkinci Bir Şans Vermek İstiyoruz"
Lenderking, ABD'nin Suriye'ye karşı tutumunun tamamen kapalı olmadığını vurgulayarak, "Suriye'nin ikinci bir şansa sahip olmasını istiyoruz" dedi. Ancak bu şansın verilebilmesi için Şam yönetiminin yukarıda belirtilen konularda somut adımlar atması gerekiyor. Aksi takdirde, ABD'nin yaptırımları devam edecek ve ilişkilerde herhangi bir düzelme yaşanmayacak.
ABD'nin bu açıklamaları, Suriye'deki iç savaşın sona ermesi ve bölgede istikrarın sağlanması için uluslararası toplumun nasıl bir rol oynayacağı sorusunu yeniden gündeme getiriyor. Özellikle ABD'nin Suriye'deki varlığı ve bölgedeki diğer aktörlerle ilişkileri, gelecekteki gelişmeler açısından belirleyici olacak gibi görünüyor.
