ABD'ye ait B-2 bombardıman uçaklarının İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği iddia edilen saldırı, bölgede büyük yankı uyandırdı. Ancak, üst düzey bir İranlı yetkilinin ortaya attığı iddia, olayın seyrini tamamen değiştirdi. Yetkili, Washington'un saldırı öncesinde Tahran'ı bilgilendirdiğini ve bu sayede tesislerin tahliye edildiğini öne sürdü. Bu iddia, akıllara "ABD ve İran arasında bir tiyatro mu oynanıyor?" sorusunu getirdi.

Saldırı İddiası ve Sonrası

İddiaya göre, ABD'ye ait B-2 hayalet bombardıman uçakları, İran'ın Natanz, İsfahan ve Fordo'daki nükleer tesislerine hava saldırısı düzenledi. ABD Başkanı Donald Trump'ın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Fordo tesisine yönelik bombardımanı doğruladığı ve uçakların İran hava sahasından çıktığı belirtildi. Trump, bu saldırıyı "ABD, İsrail ve dünya için tarihi bir an" olarak nitelendirirken, İran'a "bu savaşa son vermesi" çağrısında bulundu.

Ancak, bu saldırının ardından gelen iddia, tüm dikkatleri üzerine çekti. İranlı bir yetkili, Washington'un saldırı öncesinde Tahran'ı bilgilendirdiğini ve bu nedenle tesislerin günler öncesinden tahliye edildiğini öne sürdü. Uydu görüntülerinin de saldırıdan iki gün önce Fordo tesisine büyük bir konvoyun hareket ettiğini doğruladığı belirtildi. Uzmanlar, uranyumun önceden çıkarılarak başka bir noktaya nakledildiğini tahmin ediyor.

Bölgedeki Gerginlik ve Olası Senaryolar

ABD yönetiminin, saldırının kapsamlı bir savaşa yol açmasını istemediği ve Fordo, İsfahan, Natanz'a yönelik tek seferlik bir operasyon planladığı vurgulanıyor. Ancak, bu adım, İran ve İsrail arasındaki çatışmanın boyutunu genişleterek bölgedeki belirsizliği artırdı. Fordo tesisine yönelik saldırıda B-2 hayalet bombardıman uçaklarının kullanılması, olayın ciddiyetini gözler önüne seriyor. Bu uçaklar, yeraltındaki yüksek güvenlikli tesislere sızabilecek nadir silahlara sahip.

İsrail ve İran arasındaki savaşın 10. gününe girildiği şu kritik dönemde, ABD'nin doğrudan müdahalesi gerilimi önemli ölçüde tırmandırdı. İranlı yetkililerin iddialarına göre, önceden yapılan uyarı sayesinde büyük çaplı zararların önüne geçildi ancak bölgedeki riskler devam ediyor. Uluslararası toplumun ve bölge ülkelerinin atacağı adımlar tüm dünya tarafından yakından izleniyor.

Bu gelişmeler ışığında, ABD ve İran arasındaki ilişkilerin geleceği belirsizliğini koruyor. İddiaların doğruluğu henüz kanıtlanmamış olsa da, bölgedeki gerginliğin daha da artabileceği ve yeni çatışmaların yaşanabileceği ihtimali göz ardı edilmemeli. Uluslararası toplumun, bölgedeki tansiyonu düşürmek ve diyalog kanallarını açık tutmak için çaba göstermesi büyük önem taşıyor.