Mescid-i Aksa, Hamursuz Bayramı süresince aşırı sağcıların baskınlarıyla gergin anlar yaşadı. 6 bini aşkın fanatik Yahudi'nin kutsal mekana girmesi ve aşırı sağcı bir milletvekilinin provokatif eylemleri, Kudüs'teki hassas dengeleri tehdit ediyor. Bu durum, bölgedeki gerilimi tırmandırarak yeni çatışma riskini artırıyor.
Aksa'ya Rekor Baskın: 6 Bin Fanatik Yahudi
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nin açıklamasına göre, Hamursuz Bayramı boyunca 6 bin 315 fanatik Yahudi İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa'ya girdi. Bu sayı, geçen yıla göre %37'lik bir artış gösteriyor. Tapınak grupları olarak bilinen aşırı sağcı oluşumlar, bu baskınları organize ederek provokasyonlarını artırıyor.
- Baskınlar sırasında dini ritüeller yapılması
- Kışkırtıcı sloganlar atılması
- Mescid-i Aksa'nın kutsallığına saygısızlık yapılması
Bu durum, Müslüman dünyasında büyük tepkilere yol açıyor ve İsrail'in kutsal mekanlara yönelik politikalarına yönelik eleştirileri artırıyor.
Aşırı Sağcı Vekilden Provokasyon
Baskınlara katılanlar arasında yer alan İsrailli aşırı sağcı milletvekili Zvi Sukkot, Mescid-i Aksa'da yere yatarak dini ritüel gerçekleştirdi. Sukkot, bu eylemi sosyal medyada paylaşarak provokasyonunu daha da artırdı. Daha önce aynı eylem nedeniyle gözaltına alındığını hatırlatan Sukkot, bu kez serbestçe "ibadet edebildiği" için memnuniyetini dile getirdi. Sukkot, "Bugün artık Araplar da, Vakıf da yanımıza yaklaşamıyor. Bu değişimi sağlayan polis yönetimine teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Mescid-i Aksa'daki Statüko Tehlikede mi?
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 1994'te imzalanan barış antlaşması çerçevesinde Ürdün Vakıflar Bakanlığı'na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nin himayesinde bulunuyor. Ancak 2003'ten bu yana İsrail, tek taraflı kararla fanatik Yahudilerin polis eşliğinde kutsal alana girmesine izin veriyor. Bu durum, Kudüs İslami Vakıflar İdaresi tarafından Müslüman egemenliğine açık bir ihlal olarak görülüyor ve girişlerin "ziyaret" değil "baskın" olarak nitelendirildiği vurgulanıyor. Bu ihlaller, bölgedeki hassas statükoyu tehdit ediyor ve yeni çatışma riskini artırıyor.
Mescid-i Aksa'daki gerginlik, sadece Filistin meselesinin değil, aynı zamanda tüm İslam dünyasının hassasiyetlerini içeren bir konu. Aşırı sağcıların provokasyonları ve İsrail'in ihlalleri, bölgedeki barış umutlarını zedeliyor ve daha büyük bir çatışma tehlikesini beraberinde getiriyor. Uluslararası toplumun bu konuda daha aktif rol alması ve Kudüs'teki statükonun korunması için çaba göstermesi gerekiyor. Aksi takdirde, bu gerginlik sadece Filistin ve İsrail'i değil, tüm bölgeyi olumsuz etkileyebilir.