
Batı'nın Kirli Oyunları: İsrail'in Rolü Ne?
Numan Aka'nın kaleminden çıkan bu çarpıcı analiz, Batı dünyasının karanlıkta kalmış "pis işlerini" ve İsrail'in bu denklemdeki rolünü mercek altına alıyor. Almanya Başbakanı'nın tartışma yaratan sözlerinden Babi Yar katliamına uzanan bu yazı, tarihin tozlu sayfalarında saklı gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor.
Batı'nın Utanmazlığı ve İsrail'in Yükselişi
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in "pis işler" ifadesi, Batı'nın ahlaki çöküşünün bir göstergesi mi? Yazar, Batı toplumlarında utanma duygusunun yok oluşuna ve hataları kabul etmeme kültürüne dikkat çekiyor. Onların zihniyetine göre sözde “medeniyet, refah, gelişme ve ilerleme” Batı’nın tekelindedir. Bu bağlamda, İsrail'in Filistin'de sürdürdüğü katliamlar nasıl meşrulaştırılıyor?
"İsraillilerin bu pis işi yapması çok da cazip değil mi?" sorusuna verilen cevap, Batı'nın ikiyüzlülüğünü gözler önüne seriyor. Batı'da yaşayan vicdanlı insanlar olsa da, genel kabul "Batı yanılıyor olamaz, bunu öne sürmek insanlığa ihanettir" şeklinde. Peki, bu zihniyetin kökenleri nereye dayanıyor?
Sömürgecilikten Günümüze: Bitmeyen "Pis İşler"
İsrail'in kurulması ve korunması, Batı'nın Orta Doğu'da yapmak istediği "pis işlerin" bir gereği mi? Amerika'nın istilaları, Afrika'daki soykırımlar ve Asya'daki katliamlar... Yazar, modern Batı'nın 600 yıllık sömürü, gasp ve katliam tarihini "pis işler" başlığı altında topluyor. Bugün yaşananlar, Batı'nın yatışmaz gayrı insani arzularının bir devamı mı?
Hubert Wetzel'in dediği gibi, "İçinde yaşadığımız gerçekliğin adı güçlülerin hakkı". Peki, bu adaletsiz düzene karşı nasıl durabiliriz? Tarihin karanlık sayfalarından ders çıkararak mı?
Babi Yar Katliamı: Unutulmuş Bir Vahşet
Kiev yakınlarındaki Babi Yar, Nazilerin inkar ettiği katliamlardan biriydi. Gestapo ve Alman ordusu işbirliğiyle gerçekleştirilen bu katliamda, 34 binin üzerinde Yahudi ve sonraki iki yılda 200 bin civarında insan öldürüldü. SS subayı August Häfner'in ifadesi, yaşanan vahşeti gözler önüne seriyor:
Çocuklar bir traktörle getirildi. Mezarın tepesine sıralandılar ve içine düşecek şekilde vuruldular. Ukraynalılar vücudun belirli bir yerini hedef almadılar. Ağlamalar tarif edilemezdi. Bu sahneyi hayatım boyunca asla unutamam.
Peki, bu katliamdan çıkarılacak dersler neler? Dün kurban olanların bugün cellat olması, tarihin acı bir ironisi mi?
Sonuç: Kurbanlıktan Cellatlığa Yükseliş
Bugün soykırıma maruz kalan Yahudilerin torunlarının, çocukları öldürürken elleri titreyen Ukraynalılar kadar dahi insanlık emaresi göstermemesi, "pisliğe" ne kadar bulandıklarının bir göstergesi. İsrailliler, Batı'nın "pis işlerini" hamilerinden daha büyük bir iştiyakla gerçekleştiriyor. Kurbanlıktan cellatlığa yükselen bu dönüşüm, insanlığın vicdanını yaralıyor. Bu durum, gelecekte benzer trajedilerin yaşanmaması için hepimizin sorumluluk alması gerektiğini gösteriyor.