Çin, seyahat sektörünü canlandırmak amacıyla vizesiz geçiş programını genişletmeye devam ediyor. Ulusal Göçmenlik İdaresi'nin (NIA) yaptığı son açıklamaya göre, Endonezya da 10 günlük vizesiz geçiş programına dahil edildi. Bu kararla birlikte, programa dahil olan ülke sayısı 55'e yükseldi.

Vizesiz Geçiş Programı Nedir?

Bu program, aralarında ABD, İngiltere, Kanada, Rusya ve Brezilya gibi ülkelerin vatandaşlarının da bulunduğu belirli ülke vatandaşlarına büyük bir kolaylık sağlıyor. Üçüncü bir ülke veya bölgeye seyahat ederken Çin üzerinden geçiş yapan bu kişiler, 10 güne kadar vizesiz olarak Çin'de kalabiliyorlar. Bu, hem turizm hem de iş amaçlı seyahat edenler için önemli bir fırsat sunuyor.

Çin'in Turizm Hamleleri

Çin, Kovid-19 salgını sonrasında düşen turist sayısını artırmak için çeşitli adımlar atıyor. Kasım 2023'te 54 ülkenin vatandaşlarına belirli bölgelerde 72 ila 144 saatlik vizesiz geçiş imkanı tanınmıştı. Aralık 2024'te ise bu süre 240 saate çıkarıldı. Ayrıca, birçok ülke ile vize muafiyeti anlaşmaları yapılarak seyahatlerin kolaylaştırılması hedefleniyor.

Aralık 2023'te başlayan ve 15 günle sınırlı olan vize muafiyeti programının süresi 30 güne yükseltilirken, programa dahil edilen ülke sayısı da 47'ye ulaştı. Çin, şu anda 18 ülkeye standart pasaport sahipleri için karşılıklı vize muafiyeti uyguluyor. Ayrıca, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu birçok ülke ile diplomatik, özel ve hizmet pasaportu sahipleri için karşılıklı vize muafiyeti anlaşmaları bulunuyor.

Vizesiz Seyahat Programının Detayları

Vizesiz seyahat programı ile ilgili bilinmesi gereken bazı önemli detaylar:

• Program, belirli havaalanları ve sınır kapılarından giriş yapan yolcuları kapsıyor.
• Vizesiz geçiş süresi, giriş gününden itibaren 10 gün olarak hesaplanıyor.
• Yolcuların, üçüncü bir ülke veya bölgeye gidiş-dönüş biletleri ve geçerli seyahat belgeleri olması gerekiyor.

Çin'in bu adımı, uluslararası seyahatlerin yeniden canlanmasına katkı sağlayacak gibi görünüyor. Özellikle Endonezya vatandaşları için Çin'e vizesiz seyahat imkanı, iki ülke arasındaki kültürel ve ekonomik ilişkilerin gelişmesine de katkıda bulunacaktır. Bu gelişme, seyahat planları yapanlar için kaçırılmaması gereken bir fırsat sunuyor.