DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Hatimoğulları, Filistin halkının meşru taleplerinin tanınmadığı sürece kalıcı bir çözümün mümkün olmadığını vurgulayarak, Orta Doğu'daki gerilimlere, kayyum atamalarına ve CHP'ye yönelik baskılara dikkat çekti.
Orta Doğu'da Artan Gerilim ve İran'ın Rolü
Hatimoğulları, dünyada yaşanan ciddi gelişmelerin, ticaret savaşlarının ve Orta Doğu'daki İran merkezli gerilimlerin bölgesel savaş riskini artırdığını belirtti. Araştırmalara göre, 2020-2024 yıllarında dünya genelindeki silah ithalatının yüzde 27'sinin Orta Doğu ülkelerine yapıldığına dikkat çeken Hatimoğulları, "Orta Doğu'da olası bir savaş halinin İran'a kaydığını tespit etmek mümkündür. Enerji ve petrol gibi devasa ekonomik alanları etkileyen Irak, Yemen, Suriye gibi kırılgan ülkelerde etkili olan İran, halkların taleplerine mutlaka ama mutlaka kulak vermelidir," diye konuştu.
İran'a komşu ülkelerin, politikalarında yangına körükle gitmek yerine aklıselimle hareket etmesinin önemine değinen Hatimoğulları, kadınların, özgürlük, demokrasi ve eşitlik isteyen bütün kesimlerin sesine kulak verilmesini istedi.
Filistin'de Yaşanan İnsanlık Dramı
Filistin konusunun sıcaklığını korumaya devam ettiğini söyleyen Hatimoğulları, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun başlattığı katliamda 50 bini aşkın Filistinlinin hayatını kaybettiğini hatırlattı. Katliam ve yerinden etme politikalarının hala devam ettiğini dile getiren Hatimoğulları, "Kimisi bunu yumuşatmak için, Filistinliler için diyor ki 'hicret etmek'. Hayır, bunun adı tehcirdir, zorla sürgündür, soykırımdır," ifadesini kullandı. Bu durumu kabul etmenin mümkün olmadığını vurgulayan Hatimoğulları, "Bu insanlığın en büyük ayıbıdır. En çıplak, en yalın utancıdır. Geçici çözümlerle saldırıların durdurulamayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Filistin'de yaşananlar bunun en canlı örneği zaten. Filistin halkının meşru ve demokratik talepleri tanınmadan kalıcı bir çözümü inşa etmek mümkün değildir," değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'deki Gelişmeler ve DEM Parti'nin Tutumu
Hatimoğulları, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın, PKK'ya silah bırakma ve kendini feshetme çağrısına da değindi. Aradan geçen süre içinde bir gün bile yerlerinde durmadıklarını, Asya'dan Avrupa'ya dünyanın dört bir yanını dolaştıklarını ve süreci dünya ülkeleriyle paylaştıklarını aktardı. Yurt genelinde de il il dolaştıklarını anımsatan Hatimoğulları, "Şimdi de on binlerce barış gönüllüsüyle tek tek ev ziyaretlerine başlıyoruz. Yetişemediğimiz yerlere milyonlarca mektup yollayacağız, online toplantılar da yapacağız," bilgisini paylaştı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yürütülen yolsuzluk soruşturmasına değinen Hatimoğulları, "İktidarın, yargı ve güvenlik güçlerini kullanarak CHP'yi siyaset dışına itmeye çalışması kabul edilemez. CHP'ye neden baskı uygulanıyor? CHP neden abluka altına alınmak isteniyor? Bunlar önemli sorular. Muhalefet bugün bu sürece destek veren, çözümden yana duran bir noktadadır ve bu tarihi bir öneme sahiptir," sözlerini sarf etti. İçişleri Bakanlığınca bazı belediyelere yapılan görevlendirmeleri eleştiren Hatimoğulları, "Kayyum atanan belediyelerin seçilmiş belediye eş başkanları ve başkanları görevlerine hızlı bir biçimde iade edilmelidir," dedi.
Adalet Bakanı ile Görüşme
Grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hatimoğulları, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yapacakları görüşmelerde hangi başlıkların ele alınacağına yönelik soruya, "Bu görüşmenin ana fikri, Türkiye'de demokratikleşmeyle ilgili elbette belli başlı adımların atılması," yanıtını verdi. Hatimoğulları, detaylı biçimde görüş alışverişinde bulunmayı planladıkları görüşmeye, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve DEM Parti Grup Başkanvekillerinin katılacağını da açıkladı.
Sonuç olarak, DEM Parti'nin TBMM Grup Toplantısı'nda yapılan açıklamalar, Türkiye ve Orta Doğu'daki güncel sorunlara dikkat çekerek çözüm önerileri sunmaktadır. Özellikle Filistin meselesine vurgu yapılması ve kayyum atamalarına karşı çıkılması, partinin temel politikalarını yansıtmaktadır. Adalet Bakanı ile yapılacak görüşme ise Türkiye'deki demokratikleşme sürecine katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
