İsrail-İran Savaşı: İşçi Sınıfına Saldırı mı? Şok İddialar!
Gündem

İsrail-İran Savaşı: İşçi Sınıfına Saldırı mı? Şok İddialar!


19 June 20255 dk okuma3 görüntülenmeSon güncelleme: 19 June 2025

İsrail ve İran arasında patlak veren savaş, bölgedeki dengeleri alt üst ederken, Komünist-İşçi çizgisinden gelen açıklamalar dikkat çekiyor. Savaşın, iki "terörist ve faşist rejim" arasında yaşandığı belirtilirken, işçi sınıfına ve toplumsal özgürlük hareketlerine doğrudan bir saldırı olduğu iddia ediliyor. Peki, bu iddiaların dayanağı ne? Savaşın bölgeye ve dünyaya etkileri neler olacak?

İsrail ve İran Arasındaki Savaşın Kökenleri

Geçtiğimiz günlerde İsrail hava kuvvetleri, Tahran'da İranlı askeri yetkilileri hedef alan bir operasyon düzenledi. Bu saldırı, iki ülke arasındaki gerilimi tırmandırarak doğrudan bir savaşın fitilini ateşledi. Saldırının zamanlaması, İran ile ABD arasındaki müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması ve "Yeni Ortadoğu Düzeni" haritasının tamamlanması hedefiyle örtüşüyor. İsrail'in bu operasyonu, ABD'nin bilgisi ve onayı olmadan gerçekleştirmesi mümkün değildi.

Savaşın başlamasıyla birlikte İran'ın askeri füze altyapısı ciddi şekilde zarar gördü. Şu ana kadar İran'da 600'ü aşkın, İsrail'de ise 20'den fazla sivil hayatını kaybetti. Kayıpların her geçen dakika arttığı bu savaşın devam etmesi halinde, İran rejiminin iki seçenekle karşı karşıya kalacağı belirtiliyor: Ya teslim olacak ya da daha fazla can kaybı, derin sosyo-ekonomik krizler ve yeni yaptırımlarla yüzleşecek.

Bu savaş, sadece iki ülke arasındaki bir çatışma değil, aynı zamanda bölgedeki tüm ilerici ve toplumsal hareketleri hedef alıyor. Tıpkı diğer kapitalist savaşlarda olduğu gibi, bu savaş da halkı, işçi sınıfını ve emekçileri hedef alarak yerel yönetimin baskısını artırıyor.

Savaşın İşçi Sınıfına Etkileri

Komünist-İşçi Partisi'ne göre, savaşın asıl kurbanı, üretim ve hizmet sektörlerinde çalışan işçiler ve emekçilerdir. Toplumun üst kesimleri savaşın etkisinden kısmen korunurken, en ağır bedeli işçi sınıfı ödemektedir. İran'da ve diasporada savaşa yönelik farklı tutumlar sergilenirken, bazı muhalefet grupları İsrail ve ABD'den destek alarak iktidara gelme umuduyla savaş siyasetini destekliyor.

İran devrimci solu ise, hem İsrail'i hem de İran İslam Rejimini açıkça kınayarak, bu savaşın işçi sınıfına ve emekçilere karşı yöneltilmiş bir saldırı olduğunu vurguluyor. Hekmatist Partisi, sivillere yönelik katliamları gerçekleştiren İsrail ve İran yönetimlerini kınayarak, halkı ve işçi sınıfını bu kriz ortamından korumak amacıyla bağımsız dayanışma ve yardım komitelerinin oluşturulması çağrısında bulunuyor.

  • Savaş karşıtı ciddi bir örgütlenmenin inşası
  • Toplumun genelinde siyasi eylemlere dönüşmesi
  • İşçi sınıfını, kentleri ve halkı örgütlemeye dönük adımlar

Savaşın Sonuçları ve Geleceği

Komünist-İşçi çizgisine göre, sürmekte olan bu savaş, doğrudan İran işçi sınıfını ve sınıfsal mücadeleleri hedef almıştır. Bu nedenle öncelikli görev, savaş karşıtı ciddi bir örgütlenmenin inşasıdır. Bu örgütlenmenin, toplumun genelinde siyasi eylemlere dönüşmesi sağlanmalı ve işçi sınıfını, kentleri ve halkı örgütlemeye dönük ileri adımların planlanması gerekmektedir. Savaş çığırtkanlığına, şovenizme, kapitalizm ve İslam rejimine karşı; bölgede devlet terörüne, İslamcı ve İsrail devletinin yürüttüğü yayılmacı savaşlara karşı enternasyonal işçi sınıfının devrimci tutumunu savunmak önemlidir.

İran'daki gerici savaşa karşı halkın mücadelesi büyümeli; kapitalist, İslamcı ve devlet kaynaklı teröre karşı işçi sınıfının devrimci gücüyle karşı koymalıyız. Bu savaşın sonuçları sadece bölgesel değil, küresel etkileri de beraberinde getirebilir. İşçi sınıfının ve toplumsal hareketlerin bu süreçte alacağı tutum, geleceği şekillendirmede kritik bir rol oynayacaktır.