Bursa'da yaşanan kan donduran olayda, Berk Üstün isimli şahıs, tartıştığı arkadaşı Bayram Apaydın'ı 13 yerinden bıçaklayarak ve boğazını keserek öldürdü. Olayın ardından tutuklanan Berk Üstün hakkında "Kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Ancak Üstün, mahkemede yaptığı savunmada şizofreni hastası olduğunu iddia etti.
Savunmasında Şizofreni Olduğunu İddia Etti
Berk Üstün, mahkemede verdiği ifadede, olay anını tam olarak hatırlamadığını söyledi. Elindeki bıçağı salladığını ve sonrasında neler olduğunu hatırlamadığını belirten Üstün, şizofreni hastası olduğunu ve bu durumun cinayeti işlemesine neden olmuş olabileceğini iddia etti. Bu savunma üzerine mahkeme heyeti, Üstün'ün akli dengesinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için rapor alınmasına karar verdi.
Olayın Detayları ve Mahkeme Süreci
Olay, Bursa'da meydana geldi. Berk Üstün ve Bayram Apaydın arasında çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Kavga sırasında Berk Üstün, yanında bulunan bıçakla Bayram Apaydın'a saldırdı. Apaydın'ı 13 yerinden bıçaklayan Üstün, daha sonra boğazını keserek ölümüne neden oldu. Olayın ardından yakalanan Üstün, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Mahkeme süreci devam ederken, Üstün'ün şizofreni iddiası üzerine akli dengesinin yerinde olup olmadığı araştırılacak.
- Sanık, şizofreni hastası olduğunu iddia etti.
- Mahkeme, akıl sağlığı raporu istedi.
- Olay, Bursa'da yaşandı.
Şizofreni ve Hukuki Boyutu
Şizofreni, bireyin düşünce, duygu ve davranışlarını etkileyen ciddi bir ruhsal hastalıktır. Şizofreni hastaları, gerçeklikle bağlantılarını kaybedebilir, halüsinasyonlar görebilir ve sanrılar yaşayabilirler. Bu durum, hastaların davranışlarını kontrol etmelerini zorlaştırabilir. Hukuki açıdan, şizofreni hastalarının işlediği suçlarda, akıl sağlığı durumları göz önünde bulundurulur. Eğer bir kişinin suç işlediği sırada akli dengesi yerinde değilse, ceza ehliyeti olmayabilir veya cezası hafifletilebilir.
Bu tür trajik olaylar, ruh sağlığı sorunlarının ne kadar ciddi sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Mahkeme sürecinin sonunda verilecek karar, hem adalet hem de tıp biliminin ışığında, sanığın akli durumu ve olayın tüm detayları dikkate alınarak belirlenecek. Bu olay, toplumda ruh sağlığı farkındalığının artırılması ve ruhsal sorunları olan bireylere gerekli desteğin sağlanması gerektiğini vurguluyor.