İstanbul ve çevresi, 23 Nisan tarihinde Marmara Denizi'nde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından artçı sarsıntılarla sarsılmaya devam ediyor. Özellikle gece saatlerinde artan artçı depremler, İstanbulluların tedirgin bir gece geçirmesine neden oldu. Vatandaşlar, Marmara Denizi'ndeki hareketliliğin ne kadar süreceği konusunda endişeli.
Artçı Depremler İstanbul'u Uykusuz Bıraktı
Depremin merkez üssü olan Silivri'ye 23 km uzaklıktaki Marmara Denizi'nde, depremden sonraki saatlerde çok sayıda artçı sarsıntı kaydedildi. Özellikle Büyükçekmece, Silivri ve Beylikdüzü açıkları üzerinde yoğunlaşan bu sarsıntılar, gece 00.00 itibarıyla 8 artçı deprem daha yaşanmasına sebep oldu. Uzmanlar, bu artçıların normal olduğunu belirtirken, vatandaşları hasarlı binalardan uzak durmaları konusunda uyarıyor.
Deprem uzmanları, Marmara Denizi'ndeki fay hattının aktif olduğunu ve bu tür artçıların bir süre daha devam edebileceğini ifade ediyor. Bu durum, özellikle deprem kuşağında yer alan İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşayanların deprem bilincini artırması ve gerekli önlemleri alması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
İstanbul'da Deprem Gerçeği ve Alınması Gereken Önlemler
Türkiye'nin deprem kuşağında yer alması, deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini gösteriyor. Özellikle büyük şehirlerde, binaların depreme dayanıklılığı büyük önem taşıyor. İstanbul'da da kentsel dönüşüm projeleriyle eski ve riskli binaların yenilenmesi, olası bir depremde can kaybını en aza indirmek için hayati öneme sahip.
Vatandaşların da deprem konusunda bilinçli olması ve deprem anında ne yapmaları gerektiğini bilmeleri gerekiyor. Bunun için:
- Deprem çantası hazırlamak
- Evdeki eşyaları sabitlemek
- Toplanma alanlarını öğrenmek
- Deprem tatbikatlarına katılmak
gibi önlemler alınabilir. Unutmayalım ki, deprem değil, dayanıksız binalar öldürür.
Marmara Denizi'ndeki deprem aktivitesi, İstanbul ve çevresindeki vatandaşları tedirgin etmeye devam ediyor. Artçı sarsıntıların ne kadar süreceği belirsizliğini korurken, uzmanlar sürekli olarak uyarılarını yineliyor. Bu süreçte, soğukkanlılığımızı koruyarak ve gerekli önlemleri alarak, olası bir büyük depreme karşı hazırlıklı olmalıyız. Unutmayalım ki, bilinçli ve hazırlıklı olmak, depremin etkilerini en aza indirmenin en önemli yoludur.
