Palestine Action Yasağı Şoku! İngiltere'de Neler Oluyor?
Gündem

Palestine Action Yasağı Şoku! İngiltere'de Neler Oluyor?


26 November 20255 dk okuma26 görüntülenmeSon güncelleme: 18 December 2025

İngiltere'de Palestine Action hareketine getirilen yasak, yargıdan döndü! Hükümetin "terör örgütü" ilan ederek yasakladığı örgüte açılan dava, Yüksek Mahkeme tarafından incelenmeye alındı. Bu karar, İngiltere'deki protesto hakları ve ifade özgürlüğü konusunda yeni bir tartışma başlatabilir.

Palestine Action Nedir, Neden Yasaklandı?

Palestine Action, 2020 yılında kurulmuş ve Filistin'e destek amacıyla faaliyet gösteren bir harekettir. Özellikle Gazze'deki çatışmaların yoğunlaştığı dönemde protestolarını artıran ve İngiltere genelinde geniş destek bulan hareket, İsrail ordusuna ekipman sağladığı iddia edilen şirketleri hedef alıyordu. Üyeleri, bu şirketlerin tesis girişlerini kapatmış, bazı ofislere boya sıçratmış ve hatta Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir üsse girerek uçaklara zarar vermişti. Bu eylemler, İçişleri Bakanlığı'nın hareketi yasaklamasında etkili oldu.

Yasak Kararına Yargıdan İtiraz!

Hareketin kurucularından Huda Ammori, yasağın "terörle mücadele yasalarının amacını aşan bir uygulama" olduğunu savunuyor. Ammori'nin avukatları, protestolar sırasında yaşananların "sivil itaatsizlik" kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, terör faaliyeti olarak tanımlanamayacağını vurguladı. Mahkeme, hükümetin davayı engelleme talebini reddederek, yargısal denetimin daha hızlı ve etkili bir yol olduğuna hükmetti.

Yasağa karşı çıkanlar şu noktalara dikkat çekiyor:

  • Protestolarda oluşan maddi hasar, terör suçuyla eşdeğer tutulmamalıdır.
  • Demokratik toplumlarda bu tür eylemler cezalandırıcı değil, hukuki denetimle ele alınmalıdır.
  • Yasak, protesto ve ifade özgürlüğü üzerinde baskı oluşturmaktadır.

Kararın Olası Etkileri

Davanın sonucu, Britanya'daki gösteri hakkı, güvenlik politikaları ve sivil itaatsizlik sınırları üzerine önemli etkileri olabilir. Mahkemenin vereceği karar, benzer protesto hareketleri için emsal teşkil edebilir ve İngiliz hükümetinin güvenlik politikalarını yeniden gözden geçirmesine neden olabilir. Ayrıca, insan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşları, kararın ifade özgürlüğü üzerindeki potansiyel etkilerini yakından takip edeceklerdir.

Davanın önümüzdeki haftalarda yapılması beklenen duruşmasında, her iki taraf da argümanlarını sunacak ve mahkeme, delilleri değerlendirerek nihai kararını verecektir. Bu süreçte, kamuoyunun ve medyanın davaya olan ilgisi devam edecek ve karar, İngiliz toplumunda geniş yankı uyandıracaktır.