Sinemada Yerli Rüzgarı! Seyirci Kendi Hikayesini Arıyor
Gündem

Sinemada Yerli Rüzgarı! Seyirci Kendi Hikayesini Arıyor


04 June 20255 dk okuma4 görüntülenmeSon güncelleme: 05 June 2025

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'in 2024 yılı "Sinema ve Gösteri Sanatları İstatistikleri" bülteni yayınlandı. Verilere göre Türkiye'de sinema seyircisi sayısı, bir önceki yıla oranla %4,9 artarak 32 milyon 538 bin 289 kişiye ulaştı. Toplamda 736 filmin vizyona girdiği bu dönemde, yerli film seyirci sayısı %34,7 gibi önemli bir artış göstererek 18 milyon 469 bin 778 kişiye yükseldi. Yabancı film seyirci sayısı ise %18,6 azalarak 14 milyon 68 bin 511 kişi olarak kaydedildi. Peki, bu veriler ne anlama geliyor? Sektör temsilcileri bu durumu nasıl değerlendiriyor?

Yerli Film Atağı: İzleyici Ne İstiyor?

Yönetmen Meryem Beyza Er, verilerdeki seyirci artışının sinemanın yeniden güçlendiği anlamına gelmediğini belirtiyor. Ona göre, bu artış daha çok tüketime uygun formüllerin karşılık bulmasıyla ilgili. Er, sinema filmlerinin yerini kısa dizilere ve dijital içeriklere bıraktığını, hikayenin nasıl anlatıldığından çok ne kadar hızlı tüketildiğinin önemsendiğini vurguluyor. Yönetmen, en büyük sorunlarının bu yanlış bakış açısı olduğunu ve zamansız filmler yapma arzularını yeniden kazanmaları gerektiğini ifade ediyor.

Oyuncu Sefa Zengin ise dijital platformların yaygınlaşmasının sinemanın tahtını sarssa da, sinemanın nostaljik yanının hala seyirciyi salonlara çektiğini belirtiyor. Türkiye'de kaliteli yapımların artması ve bilet fiyatlarının uygunluğu da sinemanın popülaritesini korumasında etkili oluyor. Özellikle korku ve romantik komedi türündeki filmlerin her zaman izleyici bulduğunu ekliyor.

Yapımcı Süreyya Yaşar Önal, TÜİK verilerinin sektör için hem umut hem de uyarı niteliği taşıdığını söylüyor. Toplam seyirci sayısının geçmiş yıllara göre azalmasının nedenlerini dijital platformların yükselişi, genç kuşağın izleme alışkanlıklarındaki değişim ve ekonomik zorluklar olarak sıralıyor. Ancak yerli yapımların seyirciyle yeniden güçlü bağ kurmasının değerli bir gelişme olduğunu vurguluyor. Özellikle aile bağlarını, vicdanı ve merhameti anlatan filmlerin ilgi gördüğünü, çünkü izleyicinin kendi yaşanmışlıklarını perdede görmek istediğini belirtiyor.

Sektör Temsilcilerinden Yorumlar ve Öneriler

Yönetmen Mesut Uçakan, görsel çağda sinemanın öneminin arttığını ve filmlerin salonlarda ilgi görmesinin sektör için hayati olduğunu belirtiyor. TÜİK verilerindeki artışın yerli filmcilikte olması, yerli seyirciye güvenilmesi gerektiğini gösteriyor. Uçakan, enflasyon ve büyük şehir hayatının getirdiği sorunların seyirci azalmasına neden olabileceği endişesini taşısa da, verilerin kendisini şaşırttığını ve sevindirdiğini ifade ediyor.

Sektör temsilcilerinin görüşleri doğrultusunda, Türk sinemasının geleceği için şu adımlar atılabilir:

  • Kaliteli ve özgün içerikler üretilmeli: Tüketime yönelik formüller yerine, zamansız ve derinlikli hikayeler anlatılmalı.
  • Dijital platformlarla işbirliği yapılmalı: Yeni neslin izleme alışkanlıkları göz önünde bulundurularak, dijital platformlara özel içerikler üretilmeli.
  • Sinema salonları cazip hale getirilmeli: Bilet fiyatları makul seviyede tutulmalı, salonların konforu artırılmalı ve farklı etkinliklerle sinema deneyimi zenginleştirilmeli.
  • Yerli yapımlara destek artırılmalı: Yapımcılara ve yönetmenlere finansal destek sağlanarak, kaliteli projelerin hayata geçirilmesi teşvik edilmeli.

TÜİK verileri ve sektör temsilcilerinin yorumları, Türk sinemasının geleceği için önemli ipuçları sunuyor. Yerli yapımlara olan ilginin artması, kendi hikayelerimizi anlatma ve izleme arzusunun bir göstergesi. Ancak bu potansiyeli değerlendirmek ve Türk sinemasını daha da ileriye taşımak için sektörün tüm paydaşlarının işbirliği yapması ve doğru stratejiler geliştirmesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, sinema sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda bir kültür taşıyıcısı ve toplumun aynasıdır.