1993 yılında yaşanan Sivas olaylarının ardından haksız yere cezaevinde 32 yıl geçiren Faruk Belkavli, tahliye olduktan sonra adeta pişman edildi. CHP zihniyetinin temsilcileri tarafından kurban seçilen Belkavli, ağır sağlık sorunlarıyla mücadele ederken bir de zorlu şartlara maruz bırakılıyor.

Belkavli'nin Sağlık Durumu Göz Ardı Ediliyor

Uzun yıllar cezaevinde kalmanın etkisiyle sağlık sorunları yaşayan Faruk Belkavli'nin durumu her geçen gün kötüye gidiyor. Ağır hastalıklarla boğuşan Belkavli'nin çalışamayacak durumda olmasına rağmen ilaç raporu yenilenmiyor. Bu durum, Belkavli'nin tedaviye erişimini engellerken, yaşamını daha da zorlaştırıyor. Yetkililerin bu konuya duyarsız kalması, mağduriyetin boyutunu artırıyor.

Bu durum karşısında sessiz kalmayan Belkavli'nin avukatları, yetkililere seslenerek, "Müvekkilimizin sağlık durumu ortada. İlaç raporunun yenilenmemesi, onun yaşam hakkını ihlal etmektedir. Bu hukuksuzluğa bir an önce son verilmelidir" açıklamasında bulundu.

Zorunlu Çalışma Dayatması

Sağlık sorunlarıyla mücadele eden Faruk Belkavli'ye bir de zorunlu çalışma dayatılıyor. Çalışamayacak durumda olmasına rağmen Belkavli, belirli işlerde çalışmaya zorlanıyor. Bu durum, hem sağlığını tehlikeye atıyor hem de yaşadığı mağduriyeti katlıyor. Belkavli'ye yapılan bu muamele, insan haklarına aykırı bir uygulama olarak değerlendiriliyor.

Bu zorlu süreçte Faruk Belkavli'nin yanında olan destekçileri, "Belkavli'ye yapılanlar kabul edilemez. O, zaten hayatının büyük bir bölümünü cezaevinde geçirdi. Şimdi de sağlık sorunlarıyla boğuşurken bir de çalışmaya zorlanması vicdansızlıktır. Yetkililerin bu yanlıştan dönmesini bekliyoruz" şeklinde tepkilerini dile getiriyor.

Sivas Olaylarının Gölgesinde Bir Hayat

Faruk Belkavli'nin yaşadığı bu olay, Sivas olaylarının hala devam eden etkilerini gözler önüne seriyor. Haksız yere suçlanan ve uzun yıllar cezaevinde kalan Belkavli, tahliye olduktan sonra da rahat bırakılmıyor. Yaşadığı bu zorlu süreç, adaletin sağlanması ve mağduriyetlerin giderilmesi konusunda hala katedilmesi gereken çok yol olduğunu gösteriyor.

Faruk Belkavli'nin yaşadığı bu acı olay, vicdanları derinden yaralıyor. Yetkililerin bu duruma bir an önce müdahale etmesi ve Belkavli'nin yaşadığı mağduriyeti gidermesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, adalet sadece bir kavram değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir.