Eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, selefi Joe Biden döneminde başlatılan ve iklim dostu projeleri desteklemeyi amaçlayan yaklaşık 3 milyar dolarlık hibe programını iptal etti. Bu karar, çevre örgütleri ve bazı siyasetçiler tarafından büyük tepkiyle karşılanırken, Trump yönetimi ise programın "çok masraflı" olduğunu ve çiftçilere yeterince fayda sağlamadığını savundu.
İptal Gerekçesi: Maliyet ve Verimsizlik Mi?
ABD Tarım Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, iptal edilen program kapsamında fon sağlanan projelerin çoğunun "çok masraflı olduğu ve bu fonların yarısından daha azının çiftçilere gittiği" belirtildi. Tarım Bakanı Brooke Rollins ise Biden yönetiminin bu programının çiftçiler için değil, "yeşil yeni aldatmacayı" desteklemek için oluşturulduğunu iddia etti. Bu iddialar, programın etkinliği ve amacı hakkında tartışmaları alevlendirdi.
- Programın maliyetinin yüksek olması
- Çiftçilere sağlanan faydanın yetersiz olması
- "Yeşil yeni aldatmaca" iddiaları
İptal Edilen Program Neyi Amaçlıyordu?
Trump yönetiminin iptal ettiği program, erozyonu önleyen bitkilerin ekimi ve tarımın çevresel etkilerini en aza indirmek için bitki besinlerini yönetmek gibi projeleri destekliyordu. Biden yönetimi, bu programın 60 binden fazla çiftçiye ulaşacağını ve 60 milyon metrik tondan fazla emisyonu azaltacağını öngörüyordu. Programın iptali, bu hedeflere ulaşılmasını zorlaştıracak gibi görünüyor.
İklim değişikliğiyle mücadele, günümüzün en önemli küresel sorunlarından biri olarak kabul ediliyor. Bilim insanları, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve sürdürülebilir uygulamaların teşvik edilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu bağlamda, iklim dostu projelerin desteklenmesi büyük önem taşıyor. Ancak, bu projelerin etkinliği, maliyeti ve gerçek faydaları da dikkatle değerlendirilmelidir.
Trump'ın İklim Politikaları ve Paris Anlaşması
Trump yönetimi, göreve geldiği ilk günlerde, Biden döneminde ABD'nin yeniden taraf olduğu Paris İklim Anlaşması'ndan çekilmeyi öngören başkanlık kararnamesini imzalamıştı. Ayrıca, kömür üretimini artırmaya yönelik başkanlık kararnamesine de imza atmıştı. Bu kararlar, Trump yönetiminin iklim değişikliği konusundaki yaklaşımını net bir şekilde ortaya koymuştu. Paris Anlaşması, küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutmayı hedefleyen uluslararası bir anlaşmadır. ABD'nin anlaşmadan çekilmesi, küresel iklim mücadelesine önemli bir darbe vurmuştu.
İklim değişikliğiyle mücadele, sadece hükümetlerin değil, bireylerin de sorumluluğunda olan bir konudur. Enerji tasarrufu yapmak, toplu taşıma araçlarını kullanmak, geri dönüşüme önem vermek ve sürdürülebilir ürünleri tercih etmek gibi basit adımlarla, herkes bu mücadeleye katkıda bulunabilir.
Trump yönetiminin bu kararı, ABD'nin iklim değişikliğiyle mücadeledeki rolünü yeniden tartışmaya açtı. İklim dostu projelerin desteklenmesi mi, yoksa ekonomik çıkarlar mı öncelikli olmalı? Bu soru, önümüzdeki dönemde de sıkça sorulmaya devam edecek gibi görünüyor. Kararın uzun vadeli etkileri ve iklim değişikliğiyle mücadeledeki sonuçları ise zamanla daha net bir şekilde görülecek.