Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN),Abu Dabi'deki Dünya Koruma Kongresi'nde yayınladığı Kırmızı Liste güncellemesiyle sevindirici bir haberi duyurdu. Yeşil deniz kaplumbağaları (Chelonia mydas),uzun yıllardır süren koruma çalışmaları sayesinde nesli tükenme tehlikesinden çıktı!

Yeşil Deniz Kaplumbağalarının Yükselişi

IUCN Kırmızı Listesi, artık 172 bin 620 türü kapsıyor ve bunlardan 48 bin 646'sının nesli çeşitli seviyelerde tükenme tehlikesi altında bulunuyor. Ancak, yeşil deniz kaplumbağaları için durum değişti. Tropikal ve subtropikal sularda yaşayan bu türün küresel popülasyonu, 1970'lerden bu yana yaklaşık yüzde 28 arttı. Bu artış, yeşil deniz kaplumbağasının IUCN Kırmızı Listesi'ndeki durumunun "nesli tükenme tehlikesi altındaki türler" kategorisinden "en az endişe duyulan türler" kategorisine yükselmesini sağladı.

Bu başarıda etkili olan faktörler şunlardır:

• Koruma Çalışmaları: Onlarca yıldır sürdürülen koruma projeleri, kaplumbağaların yaşam alanlarının korunması ve yavruların güvenliğinin sağlanmasında önemli rol oynadı.
• Farkındalık Artışı: Kamuoyunun bilinçlenmesi ve deniz kirliliğinin azaltılması gibi faktörler de kaplumbağaların hayatta kalmasına yardımcı oldu.

Koruma Çalışmalarının Önemi

WWF-Türkiye Deniz, Biyoçeşitlilik ve Orman Programları Grup Müdürü Ayşe Oruç, bu gelişmeyle ilgili olarak şunları söyledi: "Farkındalığın artmasıyla koruma çalışmalarında başarı sağlandı." Bu açıklama, koruma çabalarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurguluyor. Ancak, yeşil deniz kaplumbağalarının bazı alt popülasyonları hala tehdit altında. Bu nedenle, koruma çalışmalarına ara vermeden devam etmek gerekiyor.

Geleceğe Umutla Bakmak

Yeşil deniz kaplumbağalarının neslinin tükenme tehlikesini atlatması, doğa koruma alanında büyük bir başarı olarak kabul ediliyor. Bu durum, doğru stratejiler ve kararlı çalışmalarla diğer türlerin de kurtarılabileceğine dair umutları artırıyor. Ancak, bu başarıyı sürdürülebilir kılmak için denizlerin korunması, kirliliğin önlenmesi ve yasa dışı avcılığın engellenmesi gibi konularda daha fazla çaba göstermeliyiz. Unutmayalım ki, her bir türün hayatta kalması, gezegenimizin sağlığı için hayati önem taşıyor.