28 Nisan 2025 Pazartesi

Eğitimde Fırsat Eşitsizliği Alarm Veriyor! Türkiye'nin Potansiyeli Tehlikede mi?

Türkiye Eğitim Derneği'nin (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM'in yayımladığı 2024 Eğitim Değerlendirme Raporu, ülkenin eğitim sistemine dair çarpıcı veriler sunuyor. Raporda, eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin derinleştiği, finansman yetersizliklerinin sürdüğü ve bunun Türkiye'nin büyüme potansiyeli üzerindeki olumsuz etkileri vurgulanıyor. Eğitimde yaşanan bu sorunlar, geleceğimiz için ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Türkiye'nin Eğitimde Kaçırdığı Fırsatlar

Harvard Üniversitesi'nin Kompleksite Görünümü Endeksi'ne göre Türkiye, üretim altyapısıyla yüksek katma değerli üretime geçiş potansiyeli açısından dünyada ilk sırada yer alıyor. Ancak, bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi için eğitimin kritik bir rol oynadığı belirtiliyor. Japonya, Güney Kore ve Singapur gibi ülkelerin eğitim sistemlerine yaptıkları uzun vadeli yatırımlarla ekonomik başarı elde etmeleri, bu durumun somut bir örneği olarak gösteriliyor. Türkiye'nin bu potansiyeli değerlendirebilmesi için eğitim sistemine daha fazla yatırım yapması ve kaliteyi artırması gerekiyor.

Ancak, raporda Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında öğrenci başına en düşük harcama yapan ikinci ülke konumunda olduğu belirtiliyor. OECD ortalaması öğrenci başına yıllık 14.209 dolar iken, Türkiye'de bu rakam sadece 5.425 dolar. Bu durum, eğitimde kaliteyi artırma ve fırsat eşitliğini sağlama çabalarını olumsuz etkiliyor. Ayrıca, temel eğitimin finansmanında kamu kaynaklarının oranı OECD ortalamasında yüzde 93,3 iken, Türkiye'de bu oran yüzde 76,6 seviyesinde. Bu da hane halkının eğitim yükünü artırıyor ve gelir düzeyi düşük ailelerin çocuklarının eğitim imkanlarından mahrum kalmasına neden oluyor.

Eğitim bütçesinin yetersizliği ve yanlış dağılımı da raporda dikkat çekilen bir diğer önemli sorun. MEB bütçesinin yüzde 81,1'i personel giderlerine ayrılırken, eğitim-öğretim faaliyetleri için sadece yüzde 19'luk bir pay kalıyor. Bu durum, öğretmenlerin maaşları ve diğer personel giderleri için ayrılan bütçenin, eğitim materyalleri, teknoloji ve diğer önemli alanlara yeterli kaynak aktarılmasını engellediğini gösteriyor.

Okul Dışında Kalan Çocuklar ve Artan Eğitim Enflasyonu

Raporda, Türkiye'de 612.814 çocuğun zorunlu eğitim çağında olmasına rağmen okula gitmediği belirtiliyor. Bu sayı, bir önceki yıla göre yüzde 38,4 artarak son üç yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Okul dışında kalan çocukların yüzde 73,9'u 14-17 yaş aralığında. Bu durum, özellikle kız çocuklarının eğitimden mahrum kalması ve erken yaşta evliliğe yönlendirilmesi gibi sorunları beraberinde getiriyor. Ayrıca, 4 milyon 733 bin öğrenci 30'dan fazla mevcutlu sınıflarda öğrenim görüyor, ilkokul öğrencilerinin yüzde 40'ı ikili eğitim alıyor ve mesleki ortaöğretimde her iki öğrenciden biri 20 gün veya daha fazla devamsızlık yapıyor. Bu sorunlar, eğitim kalitesini düşürüyor ve öğrencilerin başarılarını olumsuz etkiliyor.

Avrupa İstatistik Ofisi'nin verilerine göre yüzde 99,9'a ulaşan yıllık eğitim enflasyonu, hane halkının eğitim yükünü daha da artırıyor ve nitelikli eğitime erişimi gelir düzeyine bağlı hale getiriyor. Bu durum, dar gelirli ailelerin çocuklarının eğitim imkanlarından mahrum kalmasına ve eğitimde fırsat eşitsizliğinin derinleşmesine neden oluyor.

  • Eğitimde fırsat eşitsizliği artıyor.
  • Eğitim finansmanı yetersiz.
  • Okul dışında kalan çocuk sayısı artıyor.
  • Eğitim enflasyonu yükseliyor.

Yükseköğretimde Uluslararasılaşma Sorunu

Raporda, yükseköğretimde uluslararasılaşmanın yetersiz olduğu belirtiliyor. Türkiye'deki uluslararası öğrencilerin yüzde 58,6'sı sadece 8 ülkeden geliyor, bu da diğer coğrafyalardan öğrenci çekme potansiyelinin değerlendirilemediğini gösteriyor. Yükseköğretimde uluslararasılaşmanın artırılması, Türkiye'nin bilimsel ve kültürel gelişimine katkı sağlayacak ve ülkenin uluslararası rekabet gücünü artıracaktır.

Sonuç olarak, TEDMEM'in 2024 Eğitim Değerlendirme Raporu, Türkiye'nin eğitim sisteminde ciddi sorunlar olduğunu ve bu sorunların çözülmemesi halinde ülkenin büyüme potansiyelinin olumsuz etkileneceğini gösteriyor. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, finansman sorunlarının çözülmesi, okul dışında kalan çocukların eğitim sistemine kazandırılması ve yükseköğretimde uluslararasılaşmanın artırılması gibi konularda acil adımlar atılması gerekiyor. Aksi takdirde, Türkiye'nin geleceği tehlikeye girebilir.

İlgili Haberler