Türkiye'de Protesto Şiddeti! Af Örgütü'nden Şok İşkence Raporu
Gündem

Türkiye'de Protesto Şiddeti! Af Örgütü'nden Şok İşkence Raporu


19 June 20255 dk okuma3 görüntülenmeSon güncelleme: 19 June 2025

Uluslararası Af Örgütü'nün yayımladığı son rapor, Türkiye'deki Mart 2025 protestolarında yaşanan insan hakları ihlallerine ışık tutuyor. Raporda, kolluk kuvvetlerinin protestoculara karşı uyguladığı şiddetin bazı vakalarda işkence boyutuna ulaştığı belirtiliyor. Bu durum, Türkiye'deki ifade ve toplanma özgürlüğüne yönelik ciddi endişeleri beraberinde getiriyor.

Af Örgütü Raporunun Detayları

Araştırma, protestocular ve avukatlarla yapılan görüşmeler, mahkeme kararlarının incelenmesi ve Kanıt İnceleme Laboratuvarı'nın video analizlerine dayanıyor. Sekiz şehirde polisin hukuka aykırı güç kullanımı açıkça belgelenmiş durumda. Raporda öne çıkan bazı bulgular şunlar:

  • Polisin orantısız güç kullanarak protestocuları darp etmesi
  • Gözaltında kötü muamele ve işkence iddiaları
  • İfade özgürlüğünü kısıtlayıcı uygulamalar
  • Barışçıl toplanma hakkının engellenmesi

Uluslararası Af Örgütü, yaşananların ifade ve barışçıl toplanma özgürlüğüne yönelik açık bir saldırı olduğunu vurgulayarak, Türkiye yetkililerine ihlallerin soruşturulması çağrısında bulunuyor.

Türkiye'den Beklentiler

Af Örgütü, Türkiye yetkililerinden şu adımları atmasını talep ediyor:

  • İhlallerin derhal ve etkili bir şekilde soruşturulması
  • Faillerin adalet önüne çıkarılması
  • İhlallere maruz kalanların zararlarının tazmin edilmesi
  • İfade ve toplanma özgürlüğünü güvence altına alacak yasal ve idari düzenlemelerin yapılması

Uluslararası toplumun da bu konuda Türkiye üzerinde baskı kurması gerektiği belirtiliyor. Türkiye'nin insan hakları konusundaki taahhütlerini yerine getirmesi, uluslararası itibarının korunması açısından büyük önem taşıyor.

Türkiye'deki protestolarda yaşanan şiddet olayları ve Uluslararası Af Örgütü'nün raporu, ülkedeki insan hakları durumuna dair önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Yetkililerin bu raporu dikkate alarak gerekli adımları atması, hem Türkiye'nin uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesi hem de vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerini koruması açısından kritik öneme sahip.